

ALAY ETMEK
​
​
Bir ÅŸeyle veya bir kiÅŸiyle eÄŸlenmek, insanları hafife almak, tahkîr etmek, baÅŸkasının kusur ve noksanlarını söz, iÅŸaret veya yazı ile teÅŸhîr etmek, toplumda küçük düÅŸürme hareketleri.
Alay etme duygusu insanlarda, kendini büyük görmeyle baÅŸlar; daha sonra karşısındaki insanı hiçe sayıp, ona tepeden bakmaya kadar gider. Neticede bu duygu insanları alaya aldırır, ÅŸeytanı Rabb'ine isyan ettiren böbürlenerek Hakkı kabûl etmemek ve insanları hor görmek ÅŸeklinde tezahür eden kibir ve gurur hastalığını ortaya çıkarır .
Alay eden kimsenin gururlanıp kibirlenmesi yanında, alay etme hareketiyle mümin kardeÅŸini incitmesi ve rahatsız etmesi de söz konusudur. Kibirlenmek haram olduÄŸu gibi mümine eziyet de haramdır. Her iki kötülüÄŸün netîcesi olarak İslâm toplumunda kardeÅŸlik baÄŸlarının gevÅŸemesi söz konusu olmaktadır. Zîrâ alay ile beraber fertler arasına düÅŸmanlık ve nefret duygusu girer. Böylece de bir bina hâlinde tarif edilen İslâm toplumu dağılmış, parçalanmış olur.
İslâm toplumu bir bütündür. İslâm'da her ferdin haysiyet ve ÅŸerefinin dokunulmazlığı vardır. Ferdin manevî hayatının temelini oluÅŸturan ırz, ÅŸeref, haysiyet, namus duyguları lekelenemez. İnsan haysiyetini lekeleyecek olan kötü hareketlerin başında alay etmek gelir. İslâm, insan hak ve hürriyetini, insan haysiyet ve ÅŸerefini koruma esası üzerinde durur; bu sebeple, müslümanların duygu ve düÅŸüncelerini Kur'an-ı Kerîm vasıtasıyla garanti altına alır: "Ey iman edenler! Bir topluluk diÄŸer bir topluluÄŸu alaya almasın; olur ki, alay edilenler kendilerinden daha hayırlı bulunurlar. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki onlar kendilerinden daha hayırlıdırlar. Hem birbirinizi ayıplamayın ve kötü lâkablarla atışmayın. İmandan sonra fâsıklıkla adlanmak ne kötü isimdir!. Kim de tövbe etmezse, iste onlar zalimlerin ta kendileridir. " (el-Hucurât, 49/11)
​